MARMARİS MÜZESİ VE KALESİ
Marmaris Müzesi, tarihi bir mekân olan Marmaris Kalesi'nde hizmet vermektedir. Kale, Marmaris Limanı arkasında denize hakim bir yarımada üzerinde inşa edilmiştir. Marmaris Kalesi'ne ait ilk bilgileri, M.Ö. 490-425 yılları arasında yaşayan tarihçi Halikarnassoslu (Bodrum‘lu) Herodot vermektedir. Herodot, kalenin ilk olarak M.Ö. 3. binde yapıldığını söylemektedir. Bu dönemde bir Karia kenti olan Physkos (Marmaris), bugün olduğu gibi Ege Denizi ve Akdeniz arasında bir geçiş noktasıdır. Kentin limanı, Rodos ve Mısır’a açılan ticaret yollarıyla çağlar boyunca önemini korumuştur.
Kale, Hellenistik Dönemde (M.Ö. 330-30) Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından M.Ö. 300 civarında kuşatılmış, Marmaris halkı bu saldırıya karşı koyamayacağını anlayınca, kaleyi ateşe vererek, kendileri de dağlara saklanmışlardır. Büyük İskender, kalenin stratejik önemi nedeni ile kaleyi onartmış, bir grup askerini de buraya bırakmıştır. Marmaris ilk kez 1390 yılında Osmanlı yönetimine girmiştir.
Marmaris Kalesi'nin yapımından söz eden tek yazılı kaynak, Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesidir. M.S. 17.yy. 'da Muğla yöresini gezen Evliya Çelebi, ünlü Seyahatname’sinde kalenin 1522 yılında Osmanlı Hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman tarafından Rodos seferi sırasında yaptırıldığı ve buranın bir askeri üs olarak kullanıldığını, ayrıca düzgün taşlarla örülmüş 400 ayak uzunluğunda bir duvarı olduğunu söylemektedir.
Kaleye çıkan dar ve basamaklı sokağın girişinde, Hafsa Sultan Kervansarayı yer alır. Kervansarayın giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeden 1545 tarihinde Osmanlı hükümdarı Kanuni Sultan Süleyman tarafından annesi adına yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Yapım amacı Rodos seferi sırasındaki konaklama ve ticaret ile ilgilidir. Kervansaray dikdörtgen planlı ve iki katlı olup, yedi küçük bir büyük oda ve bir hamamdan oluşmaktadır. Mekanın alt katları dükkan, üst katları ise konaklama için kullanılmış, üzeri kemerlerle örtülmüştür. Marmaris Kalesi ve Kervansaray, dönemin kompleks yapılarına özgü bir bütünlük göstermektedir.
1913 yılında bir Alman gemisi Fransız kruvazörlerinin önünden kaçarak Marmaris Boğazını geçmiş ve limana sığınmıştır. Limanı koruyan Türk askerleri bu durum karşısında gerçekten üzerlerine düşen görevi göstermişler, kendilerinden istenen Alman gemisini geri vermemişlerdir. Bunun üzerine Alman gemisini izleyen Fransız gemileri Marmaris Limanı'nı mayınlamışlardır. Kaleyi korumakla görevli Leyneli Cavit Bey ve Topçu Subayı Ömer Efendi bir gece içerisinde sayıları 48’i bulan mayınları toplatmış ve bunları zararsız hale getirmişlerdir. Bu durum karşısında Fransız gemileri 1914 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında Marmaris Kalesi'ni topa tutmuşlardır. Top ateşi kalede gerçekten büyük tahribat yapmış ve kalenin önemli bir kısmı yıkılmıştır. Daha sonra Fransızlar karaya çıkmışlarsa da iki kumandanın gerçekten insanüstü gayreti ve Türk askerlerinin kahramanca kaleyi müdafaaları karşısında burada karaya çıkamayacaklarını anlayarak çekilip gitmek zorunda kalmışlardır.
Cumhuriyet öncesinden başlayarak yakın tarihe kadar içi Marmarisliler tarafından iskan edilen kalede, 18 konut, bir çeşme ve bir sarnıcın olduğu bilinmektedir.
Marmaris Kalesi korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen I.derece anıtsal bir yapıdır.
Marmaris Kalesi, Arkeoloji Müzesi olarak düzenlenen iç mekan ve bahçesi ile 18.05.1991 yılında ziyarete açılmıştır. Toplam yedi kapalı mekânı bulunmaktadır. Beşik tonozlu giriş mekânı iç bahçeye açılmaktadır. Avluda sağda ve solda yer alan merdivenler surlara çıkışı sağlamaktadır. Beşik tonozla örtülü olan kapalı mekanlar sergileme salonu olarak kullanılmaktadır. Müzede 4 adet teşhir salonu mevcuttur. Müze avlusu açık teşhir sergileme alanı olarak kullanılmaktadır. Teşhir salonlarında ve avluda Hellenistik, Roma ve Bizans Dönemlerinden Cumhuriyet Dönemine kadar uzanan eser koleksiyonu sergilenmektedir. Salonlar dışındaki diğer mekanlar büro ve depo olarak kullanılmaktadır.