MUĞLA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Bakırcılık

Bakırcılık, Kavaklıdere  yöresinin en eski el zanaatıdır. Bu zanaatın Kavaklıdere'deki geçmişinin 800 yıla kadar uzandığı söylenmektedir. Bakırcılığı yöreye Toroslardan gelen boyların getirdiği sanılıyor. Isıyı en iyi iletme özelliğine sahip bakırı işleyen zanaatkârlar zor koşullarda bakıra şekil vermektedirler.

Bakır tabaklar, çanaklar, tencereler, sahanlar, sürahiler, siniler, sefer tasları, cezveler, kahve fincanları, tepsiler, şekerlikler, kazanlar büyük kentlerde mutfağın geçici misafirleri veya dekorasyon unsurları olsa da Anadolu kasabalarında halen mutfağın ev sahipliğini sürdürmektedirler.

Kavaklıdere'de bakırcılık babadan oğula geçen bir zanaat. Ancak, günümüzün gençleri mesleğe fazla rağbet etmiyor. Çırak bulunamayan mesleğin geleceği de tehlikede. Kooperatifleşme ve sivil toplum örgütünde birleşmede sorunlar olduğu anlaşılıyor. Bu da bu mesleğe devlet desteğinin sağlanmasını, hem de en kısa sürede el atılmasını gerekli kılıyor. Anadolu'nun kaybolan el sanatları arasına girmeden, bakırcılığın sorunlarının çözümlenmesi önem arz ediyor.

Bakırcılığın önemli sorunları arasında, bakıra işlenecek motiflerin ve bu motiflere ait şablonların olmaması da vardır. Bakırcılar kendi olanakları ile motif bularak işliyor, ürettikleri ürünleri de müşterilerin beğenisine sunuyor. Bakırcıların kendi aralarında konuştukları bir dil de var. Bu dile Palleci dili deniliyor. Bir anlamda gizli bir dil.  

 Bakırcılık / Kalaycılık Dili  

Bakırcılık Kavaklıdere ile o kadar özdeşleşmiş ki, “Kalaycılık Dili” denilen bir dil gelişmiş bu mesleği yapanlar arasında. Bakıra “Palle”, bu özel dile ise “Palleci Dili” diyorlar.

En önemli terimlerini sayacak olursak; müşteriye metrek, paraya nezilli, namaza imam işi, 1’e sama, 2’ye kulak denilmektedir.

 

Diğer bazı terimler ise şöyle :

     -Cimitçi: Öğretmen

     -Partal: Elbise

     -Mazın: Silah

     -Sürtmek: Yemek,içmek

     -Manigadı: Köpek

     -Tünemek: Yatma, uyuma

     -Yanbol: Polis, asker

     -Çeklemek: Bakmak

     -Dibo: Yok

     -Tuna: Çok

     -Yıkım: İyi, güzel

     -Kös: Kötü, çirkin

     -Sarıgenek: Altın