MUĞLA İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Bodrum Yarımadası Antik Yerleşimleri

Halikarnassos’tan başka yarımadada çok sayıda antik kent daha vardır. Bu kentler sırasıyla Pedasa, Telmissos (Gürece), Termera ve Aspat Kalesi, Müsgebi (Ortakent), Eski ve Yeni Myndos, Uranion, Madnasa, Sibda(Side),    Syangela, Theangela’dır. 

Bunların büyük bölümü Leleg yerleşimleridir. Halikarnassos Kralı 2. Mausolos döneminde bu yerleşimlerin altısının halkı Halikarnassos’a göçe zorlanmış, Eski Myndos ve Syangela ise farklı yerlerde Helenistik düzende yeniden kurulmuştur. Böylelikle dağınık ve güçsüz kentçikler yerine güçlü ve mamur bir Halikarnassos yaratılması sağlanmıştır. 

Halikarnassos

Şimdiki kalenin bulunduğu yarımada üstünde Zephyria adında küçük bir kentin yerinde gelişmiştir. Troezenli Poseidon oğlu Anthes tarafından kurulmuştur. Aioller, İyonlar ve ardından güney Ege kıyılarına gelen Dorlar yörede altı kent ile birlik oluşturmuşlardı. 

Halikarnassos’un büyümesi Karya satrapı Mausolos döneminde olmuştur. Liman kentlerinin getirdiği olanakları bilen Mausolos, surlarla çevirttiği kenti Helen geleneklerine göre oluşturdu. Roma Çağı’nda uzun süredir hiç deprem yüzü görmemiş olmakla övünen Halikarnassos, tarihçi Herodotos’un doğum yeridir.  

Pedasa 

Bodrum’dan kuş uçuşu 4 km kuzeyde, ormanla kaplı tepelerden birindedir. Yol olmadığı için ancak yürüyerek ulaşılabilir. Meraklısına keyifli bir yürüyüş ve olağanüstü keşif olanağı sunacaktır bu gezi. Kalıntılar tepede 150 metre çapındaki bir daire içinde izlenebilir. Genellikle sur ve iç kale kalıntılarıdır bunlar. Alanın güney ve güneydoğusuna düşen yamaçlarda ise Leleg’lere özgü türbe biçimli mezarlar görülecektir. 


Telmissos 

Bodrum - Turgutreis yolu üzerinde Ortakent’i geçtikten 3 km sonra, Gümüşlük sapağından 2 km önce Gürece köyündedir ve kalıntıların bulunduğu tepe anayolun kuzeyine düşer. Tepede Helenistik Dönem burç kalıntıları izlenir. Tarihçi Heredotos, Telmissos’ta Apollon Tapınağı’nın bulunduğunu, tapınağın bilicilikte oldukça ünlü olduğunu anlatır. Tapınaktan bugüne iz kalmamıştır. 

Müsgebi

Ortakent’te bir Leleg yerleşimidir. Bu yerleşimin nekropolisinde yapılan kazılarda, MÖ 15-13. yüzyıla tarihlenen Miken çanak çömlekleri bulunmuştur. 

Aspat Kalesi & Termera Antik Yerleşimi 

Aspat Kalesi, Akyarlar Aspat koyuna bakan konik tepenin doruklarında; Termera antik yerleşimi ise 2 km yukarıda Mandra Köyü’nün 1 km üzerindeki Asarlık Tepe’dedir. Aspat - Mandra köyü arasında yol yoktur. Yürümek gerekir. Ama Mandra Köyü’ne, Telmissos’un bulunduğu Gürece Köyü’nden başlayan yolu izleyerek araçla ulaşılabilir. 

Termera kenti de diğer Leleg kentleri gibidir ve bugüne ulaşan kalıntı yok denecek kadar azdır. Doruktaki iç kale tümüyle yıkılmış, alttaki surların bir bölümü ise ayaktadır. 
 
Eski ve Yeni Myndos

Eski Myndos'da bir Leleg kentidir. Kadıkalesi’nden 1 km içeride, Bozdağ denen tepenin üzerindedir. Tepeye yol yoktur ve yürüyüş yaklaşık 1 saat sürer. Tepede kentin surlarının ve kare planlı bir yapının kalıntılarını bulacaksınız. Doruktan bugünkü Gümüşlük kentini ve yarımadanın büyük bölümünü içine alan manzara son derece etkileyicidir. Eski Myndos halkı, 2. Mausolos döneminde Yeni Myndos’a yerleştirilmiştir. 

Yeni Myndos Gümüşlük köyü ile iç içedir. Kent Mausolos döneminden sonra pek imar görmemiş, Roma Dönemi’nde ise neredeyse unutulmuş olduğu için, bugüne ulaşan kalıntılar diğer yarımada kentlerinde olduğu gibi yok denecek kadar azdır. Kenti çevreleyen sur kalıntıları, Gümüşlük karşısındaki adacıkta da izlenir. Turgut Reis’ten çıkıpda Gümüşlük kavşağına ulaşıldığında ve kavşaktan Gümüşlük’e doğru 1 km ilerlendiğinde yolun 50 metre kadar uzağında kaya mezarları göze çarpar. 

Uranion

Yalıkavak’ın 3 km güneybatısında Geriş Köyü’nün üstündeki iki tepede, adı Uranion olduğu sanılan Leleg yerleşiminin kalıntıları vardır. Kıyıdaki tepenin üzerinde anıt mezar (Mausoleion) kalıntıları, sur ve burç kalıntıları, diğer tepede ise sur kalıntıları izlenebilir. 
    

Madnasa& Sibda

Türkbükü ve Gölköy’e hakim tepelerden birinde Madnasa (Kökpınar Tepesi), diğerinde iseSibda/Side (Karadağ)yerleşimleri bulunur. Her iki yerleşimden de bugüne ulaşan kalıntılar ise akropolis’teki sur ve burç kalıntıları ile etrafa dağılmış keramik çanak çömlek parçacıklarıdır. 

Sibda için Yukarı Gölköy yolundan çıkıp, Belen Köyü’ne araçla gelmek gerekiyor. Belen’den başlayan yürüyüş 40 dakika sonra kilise ve kale kalıntılarına ulaştırıyor önce. Sonra bir 40 dakika daha yürüyerek Sibda kalıntılarının bulunduğu Karadağ zirvesine çıkılıyor. Kalıntılardan ziyade yarımadanın bu bölümünü ayaklar altına seren manzara çok güzel. 

Syangela

Yarımadanın Gökova Körfezi tarafında, Çiftlik Köyü’ne bağlı Alazeytin Mahallesi’nin üzerindeki tepenin doruğunda,  Syangela antik kenti kalıntıları bulunur. Mahallenin bitiminden kalıntıların bulunduğu tepeye zeytinlikler arasından geçen 20 dakikalık yürüyüşle çıkılır. Bugüne ulaşan kalıntılar surlar, evler ve diğer yapılardır. Tepeden Gökova Körfezi ve Orak Adası görülür. 

Thaengela

2. Mausolos’un Syangela halkını yerleştirmek için kurdurduğu Thaengela ise Mumcular-Bodrum yolu üzerindeki Pınarlıbelen Köyü civarında, Etrim Köyü’nün 1,5 km üzerindeki tepededir. Köyden tepeye olan patika yol oldukça diktir ve yürüyüş zaman alır. Köyden rehber almakta yarar vardır. Tepedeki kalıntılar arkeolojiye ilgisi olanlar için bu kadar zahmete değer düzeyde değerlendirilebilir. Ama spor olsun isterseniz, hava sıcak değilse ve zamanınız da varsa böyle bir keşif ilgi çekici olabilir. Kentten bugüne ulaşan kalıntılar arasında diğer Leleg kentlerinde olduğu gibi burç ve sur kalıntıları ön plandadır. Helen uygarlığının izlerini de taşıyan kentte ayrıca Stadion benzeri bir yapı, anıt mezarlar, kamu yapıları ve evler, kuyu ve sarnıçlardan kalıntılar bulacaksınız.