GÜMÜŞKESEN MEZAR ANITI
Sodra Dağının doğu yamacındaki antik kent nekropolü (mezarlığı) sahası içinde yer alan ve dönemine ancak kent senatosunun kararıyla yapılabilecek bu ihtişamlı anıt, kuşkusuz Milasın yönetici, komutan gibi üst düzey bir kişiliği ve ailesi için inşa edilmiştir.
Sodra Dağı ocaklarından çıkarılan gri damarlı mermerden inşa edilen mezar yapısı, arazinin meyilli olması nedeniyle elde edilen düz bir platform üzerinde yükselir.Genel olarak gömülerin yapıldığı mezar odası, dinsel törenlerin yapıldığı sütunlarla çevrili orta kat ve bu sütunlar tarafından desteklenen çatı katı olmak üzere üç bölümden oluşur.
Alt katın duvarları dörtgen büyük mermer bloklarla inşa edilmiştir.Batı cephesinde yer alan giriş kapısı tam eksende yer almayıp biraz sola kaymıştır.Mezar odasında, üst yapıyı destekleyen başlıkları silmeli, dörtgen kesitli dört ayak yer alır.Odanın zemininde,zor fark edilebilen izlerden, levhalarla elde edilmiş lahitlerin içine defnedildiklerini anlamak mümkündür.
İkinci katta çatıyı taşıyan sütunlar yivli olup, köşelerde yer alanlar dörtgen kesitli, diğerleri ise oval kesitlidir.Başlıkları akanthus yaprakları ile bezenmiş olan sütunların aralarının, zamanında ahşap korkuluklarla kapatılmış olduğunu, sütunların üzerindeki küçük nişlerden anlamaktayız.
Orta katın zemin döşemesinin, kuzey tarafında yer alan ve bir huni gibi aşağı doğru daralan delik, burada gerçekleştirilen dinsel törenler esnasında, mezar odasına kutsal sıvı ya da kurban kanı akıtmak için yapılmış olmalıdır.
Büyük mermer bloklarının birbiri üzerinden taşırılarak içe doğru daralması sonucu elde edilen çatının tavanı, taşa şekil vermenin üst düzey işçiliğinin yanı sıra, mezarda yatan kişinin önemini vurgularcasına, geometrik ve bitkisel motiflerle bir nakış gibi işlenmiştir.
Genel form itibariyle, dünyanın 7 harikasından birisi olan Halikarnassosdaki Mausoleumu çağrıştırsa da kendine özgüdür ve yakın benzerlerine daha çok Doğu Akdeniz ve Kuzey Mezopotmya(G.Doğu Anadolu)da rastlanır. Mezar yapım tekniği ve mermer süslemelerin karakteristik özelliğinden dolay, M.S. 2. yüzyılın ortalarına tarihlendirilmektedir.